forked from nyucel/linuxessentials
-
Notifications
You must be signed in to change notification settings - Fork 2
/
bolum2.tex
363 lines (247 loc) · 66.3 KB
/
bolum2.tex
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
50
51
52
53
54
55
56
57
58
59
60
61
62
63
64
65
66
67
68
69
70
71
72
73
74
75
76
77
78
79
80
81
82
83
84
85
86
87
88
89
90
91
92
93
94
95
96
97
98
99
100
101
102
103
104
105
106
107
108
109
110
111
112
113
114
115
116
117
118
119
120
121
122
123
124
125
126
127
128
129
130
131
132
133
134
135
136
137
138
139
140
141
142
143
144
145
146
147
148
149
150
151
152
153
154
155
156
157
158
159
160
161
162
163
164
165
166
167
168
169
170
171
172
173
174
175
176
177
178
179
180
181
182
183
184
185
186
187
188
189
190
191
192
193
194
195
196
197
198
199
200
201
202
203
204
205
206
207
208
209
210
211
212
213
214
215
216
217
218
219
220
221
222
223
224
225
226
227
228
229
230
231
232
233
234
235
236
237
238
239
240
241
242
243
244
245
246
247
248
249
250
251
252
253
254
255
256
257
258
259
260
261
262
263
264
265
266
267
268
269
270
271
272
273
274
275
276
277
278
279
280
281
282
283
284
285
286
287
288
289
290
291
292
293
294
295
296
297
298
299
300
301
302
303
304
305
306
307
308
309
310
311
312
313
314
315
316
317
318
319
320
321
322
323
324
325
326
327
328
329
330
331
332
333
334
335
336
337
338
339
340
341
342
343
344
345
346
347
348
349
350
351
352
353
354
355
356
357
358
359
360
361
362
363
\chapter{Linux ve Özgür Yazılım}
\label{chap:bolum2}
\paragraph{Amaçlar}{
\begin{itemize}
\item Linux ve özgür yazılımın temel ilkelerini öğrenmek
\item Temel Özgür ve Açık Kaynak Kodlu Yazılım lisanslarını öğrenmek
\item En önemli özgür uygulamalar hakkında bilgi sahibi olmak
\item En önemli Linux dağıtımları hakkında bilgi sahibi olmak
\end{itemize}}
\paragraph{Önceden Bilinmesi Gerekenler}
\begin{itemize}
\item Bilgisayarlar ve işletim sistemleri hakkında temel bilgiler (Bölüm ~\ref{chap:bolum1})
\end{itemize}
\begin{section}{Linux: Bir Başarı Öyküsü}
Linux Torvalds\footnote{Linus Torvalds, etnik olarak bir Fin 'dir.(2010 'un Eylül ayında Amerikan vatandaşı olmuştur.) İsveççe konuşan bir azınlığın üyesidir. Kolayca telafuz edilebilen bir isme sahip olmasının nedeni budur.}, 1991 'in yazında, daha 21 yaşındayken Finlandiya Helsinki Teknik Üniversitesi 'nin bilgisayar bilimleri bölümünde öğrenim görüyordu. O zamanlar, yeni 386 'sı ile denemeler yapmak istiyordu ve işletim sistemi olmadan direk donanım üzerinde çalışan bir terminal emülatörü yazarak (Bu ona üniversitesindeki Unix sistemine erişimini sağlamıştı) kendisini oyalıyordu. Bu program zamanla ilk Linux işletim sistemi çekirdeğine dönüştü.
O zamanlarda Unix zaten 20 yaşındaydı ve üniversiteler ile araştırma kurumlarının seçtiği işletim sistemleri Unix'in birer çeşidiydiler.
Unix'in kendisi de aynen Linux gibi Ken Thompson ile Dennis Ritchie'nin Bell Laboratuvarlarındaki (AT\&T nin araştırma kurumu) hobi amaçlı projelerinden biri sonucunda oluşmaya başladı. Çok kısa zamanda çok kullanışlı bir sisteme dönüştü ve büyük bir bölümü yüksek seviye bir dille yazıldığı için (C) oldukça kısa bir zamanda üzerinde geliştirildiği PDP-11 den başka bilgisayarlara da taşınabiliyordu. Ek olarak 1970 'lerde, sistemler çok küçük olduğundan ve bir derece basit olduğundan üniversitelerin çoğunda ders olarak işlenmeye başladı.
1970'lerin sonlarına doğru Berkeley'deki California Üniversitesi Unix'i VAX'a port etti, PDP-11'in mirasçısı, çeşitli değişiklik ve iyileştirmelerin yapıldığı bu sistem BSD(Berkeley Software Distribution) olarak duyuruldu. BSD türevleri hala bulunmaktadır.
Linux’un ilk versiyonunu geliştirmek için Linus, Minix’ten yararlandı. Minix Amsterdam Özgür Üniversitesindeki Andrew S. Tanenbaum tarafından öğretim amaçlı yazılmış bir sistemdir. Minix küçük tutulmuştu ve özgürce ulaşılabilir değildi. Bu yüzden ciddi bir işletim sistemi olarak tanınmamıştır\footnote{BSD zamanında özgürce kullanılabilir değildi. Ozamanlar kolayca erişilebilir olsaydı, belkide Linux 'a hiç başlanmamış olacaktı.}.
25 Ağustus 1991’ de Linus projesini herkese duyurdu ve dünyanın kalanını katılması için davet etti. Proje, Minix için alternetif bir işletim sistemi çekirdeği olarak görev yaptı.
O zamanlarda sistem bir isme sahip değildi. Linus “Freax”(Freak ve Unix'in karışımı olan bir kelime) diyordu. İlk başta Linux olarak tanıtmıştı ama sonra bunun çok egoistçe olduğunu düşündü. Linus' un sistemi üniversitenin ftp sistemine yüklendiğinde, Freax ismini beğenmeyen Linus’ un okuldan arkadaşı Ari Lemmke ismi Linux olarak değiştirdi. Linus sonradan bu değişikliği onayladı.
Linux dikkate değer bir ilgiyi ve yardım edecek çok fazla gönüllü buldu. Linux 0.99 Aralık 1992'de GPL'nin ilk versiyonu altında lisanslandı ve Unix işlevselliğine sahip kullanılabilir bir işletim sistemi olmuş oldu.
Linux 2.0 1996 'nın başlarında ortaya çıktı. Çoklu işlemci desteği ve çalışma zamanında çekirdek modüllerini yükleme gibi bir çok önemli yenilikle birlikte geldi.
Bir diğer önemli değişiklik ise, Linux' un maskotu penguen "Tux" oldu. Linus Torvalds Avustralya' da bir penguenle karşılaşmış ve bundan çok etkilenmişti. Sarı ayakları ve gagasıyla oturan simgesel penguen Larry Ewing tarafından çizilmiş ve camiaya sunulmuştur.
Linux 2.6 gelişim sürecinde yeni bir yapılanmaya gitti. Önceki sürümlerde son kullanıcıya uygun sürümlerle geliştirici sürümleri ayrı olarak sunuluyordu. Linux 2.6'dan itibaren geliştirici çekirdekleriyle normal olanlar arasındaki çizgi kalktı ama gelecek sürümdeki geliştirmeler önceden sunulup resmi bir sürüm sunulmadan ayrıntılı bir şekilde test edildi.
Bu yaklaşık olarak şu şekilde oluyor: Linux 2.6.37 yayınlandıktan sonra, Linus sonraki çekirdek için önerilen değişiklik ve gelişmeleri topladı ve kendi resmi sürümü olan Linux 2.6.38-rc1 sürümünü çıkardı. Bu sürüm çeşitli insanlar tarafından test edildi ve bütün değişimler ve geliştirmeler 2.6.38-rc2 sürümünde toplandı. Sonunda kod resmi olarak yayınlanacak şekilde kararlı bir hale geldi ve Linux 2.6.38 olarak yayınlandı ve bu işlem 2.6.39 ile devam etti.
Linus’ un resmi sürümlerine ek olarak başka geliştiriciler tarafından geliştirilen Linux sürümleri bulunmaktadır. Örnek olarak Linus'un kendi sürümüne eklenilebilecek kadar iyi olduğu düşünülen yeni aygıt sürücülerinin geliştiği (birkaç geliştirme aşamasından sonra) "kademelendirilmiş ağaç" bulunmaktadır. Bir kere yayınlandıktan sonra Linux çekirdekleri belirli bir süre için düzeltmeleri kabul eder, bu yüzden 2.6.38.1, 2.6.38.2 ve bunun gibi sürümler bulunabilir. Temmuz 2011’ de Linus 2.6.40 olarak hazırlanan sürümü Linux 3.0 olarak duyurdu. Bu çok büyük değişiklikler olmamasına rağmen numaralama işlemini basitleştirmek için yapılmış bir değişimdi.
Bugünlerde kullanıcı için yapılan çekirdek sürümleri 3.2-rc1 olarak adlandırılmaktadır bu yüzden düzenlemelerle gelen sürümler 3.1.1, 3.1.2,… olarak adlandırılırlar. "Linux" projesi bugün hiçbir şekilde bitmiş değildir. Linux dünya çapında programcılar tarafından sürekli geliştirilmekte ve bu durumdan memnun olan milyonlarca özel ve ticari kullanıcıya hizmet vermektedir. Bilgisayar endüstrisi içersinde Linux çekirdeği üzerinde önemli pozisyonlarda çalışan birçok kişi var ve bazıları çevresindeki en saygın profesyonel geliştiricilerdir.
Linux işletim sistemi doğası gereği çok yönlü donanım desteğine sahiptir, kesin bir kanıya varmamakla birlikte bütün platformlarda çalıştığı iddia edilebilir (akıllı telefonlar ve büyük sistemler de dahil olmak üzere) ve aynı zamanda Intel PC platformlarının örnek oluşturduğu donanım sürücüleriylede uyumludur. Linux sanayi ve akademi alanında yeni bir işletim sistemi geliştirmek için araştırmalara konu olan mevcut işletim sistemleri içersinde şüphesiz en yenilikçi olanıdır.
Çok yönlü olması Linux'u sanallaştırma ve "Bulut bilişim" gibi uygulamalar için tercih edilen işletim sistemi yapar. Sanallaştırma kendi işletim sisteminiz üzerinde çalıştırdığınız programlar yardımıyla tek bir gerçek ("fiziksel") bilgisayarda pek çok "sanal" makina kurup gerçek bilgisayarlar gibi kullanmayı mümkün kılar. Bu işlem kaynakları daha verimli kullanmamızı sağlar ve daha fazla esneklik imkanı vardır: Ortak sanallaştırma altyapıları ile sanal makineleri bir fiziksel makineden diğerine hızlıca taşımak mümkündür ve bu yapılar yükleme hataları ve arıza gibi durumları yönetmek için çok elverişlidir.
Bulut bilişim fikri büyük bilgisayar firmalarının sadece ihtiyaç anında ve kısa süreli lazım olan verileri depolamak için alternatif aramalarıyla oluştu çünkü bu çok maliyetli bir işti. Bulut bilişim kullanıcılarına sağlayıcılar üzerindeki sanal makinalara erişim izni verilir, alanlara kullanıma bağlı olarak yükleme yapılabilir ve bu sistem, işlemi gerçek bir sistemde sürdürmekten çok daha tasarrufludur böylece 7/24 çalışacak bir bilgi işlem merkezinin kurulması için gerekli olan inşaat giderleri, personel giderleri, malzeme ve enerji giderleri gibi masraflardan kaçınılmış olunur.
\paragraph{Alıştırmalar}{
\begin{itemize}
\item İnternetten Andrew S. Tanenbaum ve Linus Torvalds ile ilgili olan meşhur tartışmayı bulun. Tanenbaum Linus Torvalds'ın Linux'u üretirken başarısız oldugunu düşünüyordu. Sen ne düşünüyorsun ?
\item Linux çekirdeğinin kaynağı olan en eski kurulum kodunun sürüm numarası nedir bulabilir misiniz?
\end{itemize}}
\end{section}
\begin{section}{Bedava yazılım mı açık kaynak kodu mu?}
\begin{subsection}{Telif Hakkı Ve Özgür Yazılım}
Ortaçağ boyunca kitap ve diğer yazılı ürünlerin çoğaltılması çok pahalı bir işti. Gerekli sürede elde yazabilen birini bulmak gerekiyordu -- manastırlar incil kopyalamak için zamanın en iyi projelerinden birini yapmıştı(yazı yazmayı bilen rahipler vardı ve çok fazla boş zamanları vardı.) 16.yüzyılda matbaanın bulunması ile birlikte kopyalama işlemi daha basit ve ucuz oldu ve yayımcılık sektörü satmaya değer görülen her şeyi kopyalayıp dağıtmaya başladı. O zamanlarda yazarların neredeyse hiç hakkı yoktu, eğer yayımcılar onlara kendi çalışmalarını basmak için para öderse şanslıydılar. Gittikçe yayılan kopyalama orijinal yazıcıları kızdırdı, kendilerini aldatılmış hissettiler. Bu belirli çalışmalar için hükümetten özel haklar istemelerine neden oldu. Hükümet basılan yayınları denetlemek için bunu reddetmedi. Zamanla bu “özel haklar” yazarlara da geçti ve modern haliyle “telif hakkı” (ya da yazar hakları) olarak bilinen duruma dönüştü.
Telif hakkı bir işi yapan kişinin (bir kitabın yazarı, bir resmin ressamı, ...) o esere ne yapılacağı ile ilgili bütün haklara sahip olması demektir. Yazarlar kitaplarının basım haklarını yayıncılara verebilir ve kitaplarının piyasaya sürülmesini sağlayabilir; yazar basma, yayımlama, pazarlama ve buna benzer hiçbir şey ile uğraşmayarak yine de parasını kazanabilir, yayımcı ise kitap yazma derdinde olmadan para kazanabilir. Bu iki tarafında yararına olan bir durumdur.
Buna ek olarak “telif hakkı” “manevi hak” olarak belirlenebilir. Genelde bu hakları devretmek imkansızdır.
20. yüzyılda telif hakkı tasarımı uluslar arası olarak kabul gördü ve kayıt ve film endüstrisine de yansıdı. Bilgisayarın icadı ve internet durumu bir kere daha ciddi şekilde değiştirdi: Patentlerin amacı yayımcıyı diğer yayımcılara karşı korumaktı, aniden bilgisayara sahip olan herkes dijital içerikleri kopyalamaya başladı.(yazılım, kitaplar, müzikler ve filmler gibi) Bu yayımcılar, müzik, filme ve yazılım firmaları için bir felaketti, çünkü bu kurumların iş modeli olan bu ürünleri satmak tehlikeye girmişti. O zamandan beri “içerik endüstrisi” daha sıkı patent yasalarına ve korsan kopyacılar için daha yüksek cezaların konulması yönünde sıkı çalışmalara başladı ve aynı zamanda telif haklarını ihlal edenler hakkında soruşturma açmaya çalışıyorlar (ve bir açıdan başarılı oluyorlar).
Günümüzde "fikri mülkiyet" sadece telif haklarını değil aynı zamanda marka ve patent haklarınıda içerir. Teknik süreçlerin belgelenmesi ve yayınlanmasından sonra patentler mucitlere buluşlarını kullanma ve yararlanma hakkı verir.(ör. buluşlarından yararlanma hakkını para karşılılığında başkalarına verebilirler). Ticari markaların popülerleğinin başkaları tarafından kullanılarak istismar edilmesi engellenir. Örneğin kimse kahverengimsi ve şekerli bir içeceği “Coca-Cola” ismi ile satma hakkına sahip değildir. Fikirler için üç ceşit "fikri mülkiyet" vardır ve birbirini tamamlayıcı niteliktedir, telif hakkı somut ifadesi ile fikirlerin gerçek çalışmalar ile ilgili kısmını şekillendirir ve ticari markalara kalitesiz iş uygulamalarını durdurma hakkı verir.
Seri üretim yapmak için telif hakkına sahip olunmalıdır ve bunun içinde çalışma küçük değişiklikler dışında son halini almış olmalıdır. Patentler patent ofisi tarafından yenilik açısından incelenerek verilir. Ticari markalar kesinlikle tescillenmiş olmalıdır fakat ürün veya hizmet sağlayıcısı kamu tarafından tanınana kadar belirli bir süre için logo kullanabilir.
Bilgisayar yazılımlarıda (yazılı bir çalışma şeklinde de olabilir, belirli bir seviyeye gelmiş yaratıcı bir düşüncede olabilir) telif hakları ile koruma altındadır. Bu telif hakkı sahibinin (programcı veya işveren) açık izni olmadan bir yazılımın bir bölümünü veya tamamını kopyalamanın yasadışı olduğu anlamına gelir.
Geçmişte bilgisayar yazılımı satışı çok yaygın değildi. Ya almış olduğunuz bilgisayar ile birlikte gelirdi(bu durumda fiyat epey yüksek olurdu, milyon dolarlar seviyesinde) ya da kendiniz yazmak zorundaydınız . 1960'larda ve 1970'lerde üniversiteler programları ya değiş tokuş ederdi ya da kopya programlar kullanırdı, 1976 yılında Bill Gates'in MITS Altair 8800 için dehşetle yapmaya çalıştığı BASIC yorumlayıcı gerçekten çok popüler oldu ve bununla çok övgü aldı ama kimse fiyatını sormayı akıl etmedi! Yazılım için para ödenmesi fikri kullanıcılar için tabiki mantıklı değildi hatta bazıları alay etti.
1970'li ve 1980'li yıllarda ofislerde bilgisayar kullanımı yaygınlaştı ve yazılım ihtiyacının artmasıyla birlikte yazılım satışı fikride yaygınlaştı. Bununla kalmayarak yazılım firmaları nasıl çalıştığı anlaşılmayan, düzenlemenin ya da incelemenin münkün olmadığı kapalı kaynak kodlu yazılımlar sattılar. Bir gün MIT'de araştırma görevlisi olan Richard M. Stallman 1960 ve 1970'lerin şartlarındaki bu durumun tam tersine paylaşım kültürünün öne çıkacağı bir sistem üzerinde çalışmaya karar verdi. “GNU”
\footnote{GNU “GNU’s Not Unix” için bir kısaltmadır.} projesi tamamlanamadı ama bazı bileşenleri günümüzde bile Linux sistemlerinde kullanılmaktadır.
Richard M. Stallman (kısaca "RMS" olarak da bilinir) Özgür Yazılım fikrinin babasıdır. Bu bağlamda "Özgür" kelimesi "bedava" anlamına gelmez ama kullanıcı telif hakkıyla korunan yazılımlarda
\footnote{Stallman 'ın örgütü, Özgür Yazılım Vakfı şöyle bir tanım yapıyor; "Free as in speech, not as in beer"} yapamadığı çeşitli şeyleri yapabilir. RMS yazılım paketini "Özgür" olarak adlandırmak için 4 şart arar. "Dört Özgürlük" ile tanışın:
\begin{itemize}
\item Herhangi bir amaç için programı çalıştırmak özgürlüğü (özgürlük 0).
\item Programın nasıl çalıştığını inceleme ve istediğinizi yapacak şekilde değiştirme özgürlüğü(Özgürlük 1)
\item Kopyaları dağıtma özgürlüğü böylece etrafınızdakilerde faydalanabilir (Özgürlük 2)
\item Programı geliştirme ve geliştirilmiş versiyonu(modifiye edilmiş genel versiyon) açık olarak olarak yayınlama özgürlüğü, böylece bütün topluluk
faydalanır (Özgürlük 3).
\end{itemize}
Programın kaynak koduna erişmek 1. ve 3. özgürlükler için bir ön koşuldur. Özgür yazılım fikri genel olarak olumlu karşılanır, öyle olmasına rağmen RMS ve Özgür Yazılım Vakfı (FSF) hedefleri genellikle yanlış anlaşılır. 1990'ların sonunda, Eric S. Raymond, Bruce Perens ve Tim O'Reilly Open Source Initiative(OSI)(açık kaynak girişimini) hazırlandı, bazılarına göre bu durum özgür yazılım için daha iyi ve daha az ideojik bir pazarlama yöntemidir. FSF bu fikirlerinin "sulandırılması" konusunda hevesli değildi, FSF ve OSI çok benzer hedeflere sahip olmasına rağmen aradaki anlaşmazlıklar bugün bile sona ermemiştir (Bazı anlaşmalar önemli insanların karmaşık egolarına bağlı olabiliyor).
“Özgür yazılım” tanımının içindeki “özgür” “masrafsız” olarak yanlış anlaşılmaya müsaitken “açık kaynak kodlu yazılım” tanımının içindeki “açık kaynak kodu” bu tür kaynak kodlarının değiştirilip değiştirilmediğinin denetlendiği yönünde yorumlanabilir-- Her ikisi de OSI temel ilkelerindendir. Bu anlamda, her iki terimde \% 100 kesindir. Topluluktan sıklıkla “FOSS” (for free and open-source software) olarak bahsedilir ya da alternatif olarak “FLOSS” (özgür, libre ve açık kaynak yazılımı, FLOSS' daki "libre" özgürlük anlamına gelen ingilizce "liberty" kelimesini belirtmek için kullanılır.) kullanılır.
Herkes kopyalama ve değiştirme gibi haklara sahipse özgür yazılımdan nasıl para kazanılır? Bu çok doğal bir sorudur. Burada bir kaç örnek ("açık kaynak için iş modelleri") var:
\begin{itemize}
\item Destek servisleri veya döküman sağlayabilirsiniz ya da özgür yazılım eğitimi vererek para kazanabilirsiniz (Bu yaratıcı firmalar için çok iyi bir iştir, Linup Front GmbH ve LPI gibi şirketler Linux sertifikaları satarak geçimini sağlıyor).
\item Belirli müşterileriniz için özel iyileştirmeler veya eklentiler oluşturup harcadığınız zaman karşılığında para kazanabilirsiniz (yapmış oldugunuz geliştirmeler genel versiyonun bir parçası olur). Bunu eğer kendiniz için yapmıyorsanız bu çalışma özgür yazılım için başka bir alternatif olur.
Özel yazılım geliştirmenin "geleneksel" modeli çerçevesinde, yazılımın orijinal üreticisi değişiklik yapma ve geliştirme hakkını elinde bulundurur. Böyle bir şirketin müşterisi olarak, üretici ürünü üretimden kaldırırsa ya da düpedüz kaybolursa diye kaygılanabilirsiniz (iflas edebilir ya da rakipleri tarafından satın alınabilir), çünkü bu büyük bir sorununuz var demektir ve geleceği olmayan bir yazılıma masraf yapmış olursunuz. Özgür yazılımda her zaman orjinal üreticilerden destek alacak birini bulursunuz--gerekirse diğer kullanıcılarla birlikte destek talep edebilirsiniz kimse yalnız kalmanızı istemez. Eğer bir paket yazılım satmak istiyorsanız önce FOSS şeklinde bir temel sürüm hazırlayıp insanları daha gelişmiş özelliklere sahip “tam sürüm” satın almaya ikna edebilirseniz, bu işi başarırsınız.
\item Bu iki ucu keskin kılıç gidir: bir yandan bakıldığında aradığınız iş için çok sayıda bedava yazılım olması şüphesiz çok iyi bir şey olurdu fakat diğer taraftan bakıldığında genellikle ücretsiz versiyonlardaki önemli fonksiyonların kısıtlandığını görürsünüz ve işlevselleştirmek için çok fazla çalışmak gereklidir. Bu durumda ücretsiz (özgür) kelimesi bir çok sunucuda arama motorlarındaki popülerliği artırmak içim kullanılır ve bu durum yayıncıların "özgür yazılım dostu" olarak görünmek istemesiylede ilgilidir --yürümeden ilerleme kaydetmeye çalışmaktır.
\end{itemize}
\end{subsection}
\begin{subsection}{Lisanslar}
Bir yazılım nasıl "ücretsiz" veya "açık kaynak kodlu" hale gelir? Bahsettiğimiz bazı haklar --örneğin kopyalama ve değiştirme hakkı-- kesinlikle çalışmanın sahibine aittir fakat bu kişi hakklarını başkalarına devredebilir. Bu yapmanın yollarından biri lisanslamaktır, yasal bir belge ile yazılımın bazı haklarının satın alan kişide veya indiren kullanıcıda olduğu belirtilebilir. Telif hakları bir yazılımı satın alan kullanıcı\footnote{Aslında, bir çok ülkenin telif hakkı yasaları, "RAM 'e diskten bir program kopyalama ve çalıştırma" işlemi için bir telif hakkı olamıyacağına yönelik açıklamalar içerir.} (ya da yasal olarak indirme hakkına sahip başka biri) için sadece kurma ve çalıştırma izni verir. Buradan yazılımın kullanılmasının yapımcının iznine bağlı olduğu gerçeği çıkarılabilir--Buradan satın almayan kullanıcıların kullanmasına izin verilmediği açıkça bellidir (tam tersine.yapımcıya para verirse parasıyla yazılımın haklarını takas etmiş olur). yazılımı kontrolsüz bir şekilde kopyalama,dağıtma,bir kısmını veya tamamını değiştirmenin yasak olduğu telif haklarında açıkça belirtilmiştir hak sahibi izin vermek istiyorsa bunu lisans içersinde belirtmelidir.
Fikri mülkiyet hakkına tabi programlar genellikle "son kullanıcı lisans sözleşmesi (EULA)" ile birlikte gelir alıcı yazılımı kullanmak için sözleşmeyi kabul etmek zorundadır. Yazılım satıcılarının EULA ile alıcıları yasaklaması aslında telif hakları ile izin verilen bir şeydir -- yazılımı başkasına satarak kullanmasına izin vermek gibi, veya açık bir bir şekilde yazılımla ilgili kötü(aslında herhangi birşey) şeyler söylemek gibi. EULA sözleşmesinde oldukça fazla sayıdaki yasal engellemenin her iki tarafça da kabul edilmesi gerekiyor (en azından Almanya'da öyle). Örneğin, alıcı yazılımı almadan önce sözleşme şartlarını incelemek zorundadır ama sözleşme şartlarını kabul etmezse en azından parasının bir kısmı geri ödenmelidir.
Diğer taraftan, açık kaynak lisansı olan FLOSS için yazılımda yapılacak değişikleri telif hakkıyla yasaklamaktan başka yollar vardır. Genellikle yazılım kullanımını kısıtlamayı kimse istemez ama dağıtma ve değiştirme sürecini yönetirler. Bu şekilde alıcıyı en kötü durumda bile yanlız bırakmayarak onlardan daha iyi bir yazılım satın almalarını beklemezler. Bu nedenle, EULA'ların aksine, özgür yazılım lisansları genellikle sözleşme değildir alıcısı zorunluluk olduğunu açıkça kabul eder, yazılım yapımcıları adına tek taraflı beyanları ve onlar tarafından tanınan hakların dışında ekstra faydalardan oluşmaktadır, yasa aslında basit bir kullanım hakkıdır.
Artık temel kuralların yerine getirilmesi gereken hayvanat bahçelerinin yerinine ücretsiz yazılımlar ve açık kaynak kodlu yazılımlar bulunmaktadır. En iyi bilinen özgür yazılım lisansı Genel Kamu Lisansı(GPL) Ricsabit M. Stallman ve diğerler tarafından yürürlüğe kondu. OSI kendi görüşüne göre açık kaynak ruhunu somutlaştıran bu lisansları "onaylar", FSF lisansları onaylar ve "dört özgürlük" ile korur. Onaylı lisanslar listesi bu kuruluşların internet sayfalarında mevcuttur.
Eğer bir ücretsiz veya açık kaynak yazılım projesine başlamayı düşünüyorsanız, kesinlikle sizin için gereklerini yerine getiren ücretsiz bir FSF ya da OSI lisansı vardır. Bu lisansınız için FSF veya OSI'den onay almak gerekmediği anlamına gelirve bununla birlikte, zaten onaylanmış mevcut bir lisans kullanmak genellikle daha iyidir, mevcut lisanslar genellikle yasa uzmanları tarafından incelenmiş makul ve kabul edilebilir olduğu su geçirmezdir -- yeni bir amatör sözleşme veya fikri mülkiyet hukuku hazırlarken daha sonra başınızı derde sokabilecek önemli ayrıntılar göz ardı olabilir.
Önemli bir gözlem olarakta ücretsiz veya açık kaynak yazılım savunucuları hiçbir şekilde yazılım için telif hakkını tamamen ortadan kaldırmak niyetinde değildir. Aslında, özgür yazılımcılar olarak biz telif hakklarının yazılımın değiştirme ve dağıtma gibi haklarını yasal olarak yapımcısına verdiğini biliyoruz ve bazı koşullar sağlanarak kullanıcılarında bu tür haklara sahip olması gerektiğini düşünüyoruz. Telif hakkı olmasaydı, herhangi bir yazılım için herkez birbirine yardım edebilirdi ve "dört özgürlük" gibi merkez ilkeler olmadan bu tehlikeli olabilirdi çünkü insanlar hiç bir paylaşımda bulunmadan birikimlerini saklayabilirdi.
\end{subsection}
\begin{subsection}{GPL}
Linux çekirdeği ve diğer bütün "Linux" paketleri Genel Kamu Lisansı (GPL) altında dağıtılmaktadır. GPL, RMS tarafından GNU projesi için geliştirilmiştir başlamakta olduğu yazılım için GPL lisansı ile dağıtılan yazılımın GPL altında kalması gerekiyordu (bu lisans tip copyleft lisans olarak adlandırılır). Bu yaklaşık olarak aşağıdaki gibi çalışır:
\begin{itemize}
\item GPL Yazılımın kaynak biçiminde mevcut olması gerekir ve isteğe bağlı bir şekilde kullanılabilir olmasını amaçlar.
\item Kaynağını değiştirmek için açıkça izin verilir kaynağı degiştirerek ya da değiştirmeden dağıtabilirsiniz ve GPL bir sonraki alıcıyada aynı hakları verir.
\item Ayrıca GPL yazılımları çalıştıralabilir formlarda bile dağıtmak münkün (hatta satabilirsiniz). Bu durumda, kaynak kodu (GPL hakları ile birlikte) yazılımın çalıştırılabilir formu ile birlikte sunulmalıdır ya da istendiği takdirde belirli bir süreliğine paylaşılabilir.
Bu bağlamda "Kaynak kodu" almak demek yazılımı bilgisayarda çalıştırmak için gereken her şeyi almak demektir. Özel durumlar ne demektir-- örneğin kapalı bir bilgisayardaki değiştirilmiş Linux çekirdeğini uygun bir şekilde başlatmak için şifreleme anahtarları gerekebilir-- bu hararetli bir tartışma konusudur.
Eğer biri para ile GPL yazılım satın alırsa, doğal olarak sadece bütün bilgisayarlarında çalıştırma hakkına sahiptir, kopyalayamaz ve yeniden satamaz.(GPL lisansı altında).Bunun bir sonucu olarak da "koltuk başına" GPL yazılım satmak mantıklı bir iş değildir, bu durumun önemli bir sonucu olarakta fiyatlar açısından rahatlık sağlamasıdır bu sebeple Linux dağıtımları kullanmak mantıklıdır.
\item Eğer bir GPL programına ait parçaları bir araya getirerek yeni program (bir "türetilmiş çalışma") yazarsanız, bu program GPL ile lisanslanmalıdır.
\end{itemize}
Burada da, hararetli tartışmalara sebep olan şey "türetilmiş program" yazmak için ne kadar GPL programı kullandığınızdır. FSF'ye göre,Bir program dahilinde dinamik olarak kullanarak GPL kütüphanesi kullanılıyorsa o program GPL altındadır, herhangi bir GPL kod bu nedenle GPL altında olmalıdır hukuki anlamda bir "türetilmiş çalışma" olarak kabul edilemez. Bu durumlardan ne kadarının uydurma ne kadarının hukuken savunulabilir olduğu, prensip olarak, bir hukuk mahkemesinde tespit edilmelidir.
GPL, yazılımı kullanım için değil değiştirmek ve dağıtmak için kurallar belirlemektedir.
Şu anda yaygın olarak kullanılan iki GPL sürümü vardır.Yeni sürüm 3 (ayrıca "GPLv3" denir) 2007 Haziran ayında yayımlanmıştır ve eski sürümden (sürüm 2 (ayrıca "GPLv2")) farkları yazılım patentleri gibi alanlarda açıklamalar, diğer ücretsiz lisansları ile uyumluluk, "özgür" yazılımların teorik olarak değişiklik yapmanın imkansız olduğu Özel donanımlarda çalıştırılması ile ilgili tanımlarıdır ("Tivoisation",olan çekirdek, Linux tabanlı bir dijital PVR değiştirilemez ve yenilenemez). GPLv3 kullanıcılarınına başka şartlar eklemek için izin verir.--GPLv3 toplum içinde evrensel onayı almadı,dolayısıyla birçok proje (en belirgin, Linux çekirdeği) daha basit olan GPLv2'de kalmıştır. Buna ek olarak, birçok proje "GPLv2 veya sonraki bir sürümünü" altında kodunu dağıtmaktadır, dolayısıyla bu tür yazılımları dağıtırken veya değiştirirken hangi sürümünün kullanılacağına GPL'i takip ederek kendiniz karar verebilirsiniz.
Projeye katılmak için lisans kapsamında projenizle aynı bir projenin lisansını kullanmak özgür yazılım geliştiricileri arasında en iyi tarzı olarak kabul edilir, anonim kod kullanmakta ısrar eden bir çok proje için bu "resmi" bir yoldur. Bazı projelerde projeye kod veren yapımcılar ısrarla telif hakkı atamaları(ya da benzeri bir organizasyon) isterler. Bu adımın avantajı ise kodun telif hakkının ve telif hakkı ihlalinin projeye ait olmasıdır—telif hakkı sahipleri yasal dayanaklarına başvurabilir—muhattabını bulmak daha kolaydır. Beklenmeyen bişey olduğunda ya da olmasını istemediğiniz bişey olduğunda projenin lisansını degiştirmek kolaylaşır,böyle bişey olduğunda bunu yapma yetkisi sadece telif hakkı sahibindedir.
Linux çekirdeği proje durumunda olduğundan, açıkça telif ataması gerektirmez, kodlar binden fazla yazarın katkılarıyla oluşan bir toplu çalışma olduğundan lisans değişikliği çok zor ya da imkansızdır. Bu sorun GPLv3 tanıtımı sırasında tartışıldı.Geliştiriciler yasal kaynakların sıralanması için dev bir proje yapılmasını kabul etti ve yazarlardan Linux çekirdek kaynak kodunun her satırı için lisans değişikliği onayı alındı. Inatla karşı çıkan Bazı Linux geliştiricileri oldu, orada bulunayaman ya da vefat etmiş olan geliştiricilerde vardı onların kodlarının telif haklarını temizlemek için kodların yenilenmesi veya benzeri ile değiştirilmesi gerekiyordu. Bununla birlikte, en azından Linus Torvalds GPLv2 destekçisi olarak kaldı, bu nedenle uygulamada bir problem olmadı.
GPL ürünün olası fiyatı konusunda bir şart bulundurmaz. GPL yazılım kopyalarını vermek veya para karşılığında satmak kaynak kodlarını beraberinde vermek ya da istendiğinde vermek şartıyla tamamen yasaldır ve alıcıda GPL haklarını alır.Bu GPL yazılımın ücretsiz olması gerekmediği anlamına gelir. GPL [GPL91] inceleyerek daha fazla bilgi bulabilirsiniz,dağıtılmış olan bazı GPL-ed ürünleri (Linux içeriğinde var) inceleyebilirsiniz. GPL bu anlamda ücretsiz lisansların en tutarlı olanı olarak kabul edilir-dediğimiz gibi-GPL tarafından sağlanan,altında yayımlanan, kod özgür kalmalıdır. Şirketler çeşitli vesilelerle kendi projelerine GPL kod dahil etmeye çalışıyorlar, bu GPL den kurtulmak için bir bahana degildir. telif hakkı sahibi olarak (en sık) FSF'nin sert eleştirilerinden sonra bu şirketler GPL ile uyumlu hale gelmiştir. En azından, Almanya'da GPL mahkeme kararıyla doğrulanmıştır--Linux kernel programcısı D-Link (ağ bileşenleri üreticisi, bu durumda bir Linux tabanlı NAS cihazı)'e karşı Frankfurt bölge mahkemesinde elde edebilir karar çıkarmıştır, cihazı dağıtırken GPL uyulamadığını iddia ederek dava açmıştı.
Neden GPL çalışır? Bazı şirketler GPL'e ağır kısıtlamalar getirmeye ya da geçirsiz kılmaya çalıştı. Örneğin, Amerika Birleşik Devletleri'nde, "Amerikan karşıtı" ya da "anayasaya aykırı" olarak adlandırıldı ve Almanya'da bir şirket geçersiz kılmak için rekabet hukuku kullanmaya çalıştı GPL sözde yasadışı fiyat belirleme yapıyormuş. Eğer bir şeyler yanlış ise hiç kimsenin bunu yapmayacağı fikti GPL ile kanıtlanabilir gibi görünüyor. Aslında bu saldırılın önemli bir kısmı göz ardı edilebilir: GPL olmasaydı, yazılımda yapımcısı dışından herhangi birinin değişiklik yapması doğru olmazdı, böyle dağıtımlar yapılamazdı ve yazılım satışlarıda telif hakları yasası ile sınırlandırılırdı. Yani eğer GPL yok olursa, kodlarla ilgili eğlendiğiniz ne varsa öncekinden daha kötü bir hal alır.
Bu noktada davalı "hayır" da diyebilir ama eğer "evet" dersede karar değişmez kodun herhangi bir telif hakkının olmaması onları gene haklı çıkarır. Bu rahatsız edici bir ikilemdir çünkü gerçekten bazı şirketler bu durumu kendi çıkarları için kullanmıştır-GPL anlaşmazlıkları çoğunlukla mahkeme dışında yaşanır.
Eğer bir yazılım üreticisi GPL ihlali yaparsa (örn. kendi projesine yüzlerce satır GPL kodu eklerse), bu o projenin bütün kodlarının artık GPL'den bağımsız olduğu anlamına gelmez. Yanlızca GPL kodunun lisanssız dağıtıldığı anlamına gelir, üreticiler bu sorunu çeşitli şekillerde çözerler:
\begin{itemize}
\item GPL kodunu kaldırarak kendi kodlarını koyarlar. Bu şekilde yazılımları GPL'den bağımsız olur.
\item GPL kodunun telif hakkı sahibi ile pazarlık yapabilirsiniz (eğer varsa ve pazarlık yapmak isterse) örneğin, bir lisans ücreti ödemeyi kabul edersiniz.
Ayrıca aşağıda birden çok lisans bölümüne bakınız.
\item Onlar programın tümünü gönüllü olarak GPL altında yayınlayabilir ve böylece GPL koşullarına(en olası yöntem) bağlı kalınmış olur.
\end{itemize}
Bunlardandan bağımsız olarak, önceki ihlalleri için ödenecek zarar söz konusu olabilir. Sahipli yazılımın yazılım telif hakkı durumu herhangi bir şekilde bundan etkilenmez.
\end{subsection}
\begin{subsection}{Diğer Lisanslar}
GPL'e ek olarak, başka popüler diğer lisanslarda vardır. Işte kısa bir bakış:
\paragraph{BSD Lisansı}{BSD lisansı Berkeley'deki Kaliforniya Üniversitesinde başlatılmıştır Unix dağıtımları kasıtlı olarak çok basit tutulur: Yazılım alıcı universite(veya uzantısı, orijinal yazılım yazarı) tarafından yapıldığı izlenimi oluşturmadan istediğini yapmakta özgürdür. Program için mümkün olduğunca herhangi bir yükümlülük bulundurulmaz. lisans metni programın kaynak kodu ve içinde--Değiştirilmiş versiyonlarda veya dağıtılan diğer çalıştırılabilir formlarda-- veya dökümanlarında korunmuş olmalıdır.}
Bir yazılım paketi BSD lisanslı kod içeriyorsa, bu kodun herhangi bir promosyon materyalinde ya da bir sistemde kullanılması sorunu telif hakkı sahibini ilgilendirir. Bu "reklam cümlesi" bir köşede dursun.
GPL'in aksine BSD lisansı yazılımın kaynağını açık tutmaya çalışmaz, isteyen BSD lisanslı yazılımı aslında kendi yazılımının içine entegre edip binary olarak dağıtabilir (bu GPL yazılım olsaydı ilgili yazılımın kaynak kodunuda GPL altında dağıtmak gerekirdi).
Microsoft veya Apple gibi Ticari yazılım şirketleri, GPL yazılım konusunda daha az heveslidir fakat BSD lisanslı yazılımlar ile hiçbir sorunları yoktur. Örneğin Windows NT tarafından kullanılan TCP/IP network kodu (adapte şeklinde) BSD'dir ve Macintosh'un OS X işletim sistemi BSD çekirdeğinin biraz daha geniş parçalarını kullanır.
FOSS toplulukları içinde,GPL veya BSD lisanslarından hangisinin "daha özgür" olduğu konusunda uzun süreler farklı görüşler belirtilmiştir. Bir taraftan bakıldığında mantıklı bir alıcı olarak, BSD lisanslı yazılımlarla daha özgürsünüzdür ve bu nedenle BSD lisansı mutlak olarak daha fazla özgürlük aktarıyordur. Öte yandan GPL savunucularına göre kodların ücretsiz kalması herkesin kullanması için önemlidir ve başka türlü olursa özel sistemler içinde kaybolunur, GPL kodunu almak isteyenlerin GPL yazılım havuzuna birşeyler vermek zorunda olması bu büyük özgürlüğün göstergesidir.
\paragraph{Apache Lisansı}{Apache lisansı BSD lisansı gibidir, yazılımların değiştirilmiş sürümlerinin aynı lisansı kullanarak ya da özgür-açık kaynak kodlu yazılım olacak şekilde dağıtılması koşulunu barındırmamaktadır. BSD'den daha karmaşıktır ama ayrıca patentleri, ticari marka haklarını ve diğer detaylar ile ilgili kullanım koşulları içerir.}
\paragraph{Mozilla Kamu Lisansı}{Mozilla lisansı (Firefox ve diğer yazılım paketlerine uygulanır) BSD lisansı ile GPL'in bir karışımıdır. Copyleft yanı zayıf kalan bir lisanstır, MPL lisansı altında alınan kodun MPL altında yayınlanması şart koşulurken (GPL gibi) eklenen kodlar MPL altında yayınlanmak zorunda değildir.}
\paragraph{Creative Commons}{Özgür Yazılım camiasının başarısı hukuk profesörü Lawrence (Larry) Lessig'i cesaretlendirdi ve Lawrence yazılıma ek olarak diğer çalışmalar içinde aynı durum için başvuruda bulundu. Amaç kitaplar, resimler, müzikler ve filmler gibi kültürel havuzu oluşan eserlerin herkesin kullanımına, değiştirmesine ve dağıtmasına özgürce açık olmasıydı. Yaygın özgür yazılım lisansları sadece yazılım üzerine oldukları için yaratıcı-üretimler lisansı eserlerini halkın kullanımına bağışlayan kişiler için geliştirildi. Bunlarda da bazı kısıtlamalar bulunabilir; sadece çalışmanın gösterilmesine izin verilebilir, GPL gibi değiştirilmiş ürünün ilerde yapılabilecek değişikliklere açık olarak sunulması istenebilir ya da yayının ticari amaçla kullanılması engellenebilir.}
\paragraph{Kamu Malı}{“Kamu malı” artık telif hakları altında olmayan kültürel eserler için uygulanır. Anglo-Saxon yasal kurallarına göre bir eserin yaratıcısı eserini (örneğin bir yazılım parçası) kendi bütün haklarından vazgeçerek kamu malı haline getirebilir ama bu her zaman bütün yasal çevrelerde geçerli olmaz. Örneğin Almanya'da eserler bu eser üzerinde en son çalışan kişinin ölümünden 70 yol sonra kamu malı haline geçer. İlk bilgisayar programının bu şekilde herkese açık duruma geçmesi için biraz daha beklememiz gerekiyor.}
1930'dan sonra üretilen telif haksız ürünlerin kamu malı durumuna geçmesi için bir ihtimal söz konusudur. Birleşik Devletlerde, Parlemento telif hakkı terimini süresi geçmiş bir çizgi film üzerinde genişletti ve dünyanın geri kalanı bunu izlemekten genel olarak memnun. Neden Walt-Disney'in torunlarının torununun gerçek bir sanatçının yaratıcılığından para kazanabileceği pek açık değil ama bu genelde en iyi lobiyi yapanlar tarafından belirlenen bir durum elbette.
\paragraph{Çoklu Lisanslama}{Temel olarak bir yazılım paketinin telif hakkı sahibi bu paketi aynı anda başka lisanslar altında da sunabilir – örneğin özgür yazılım lisansı GPL geliştiriciler için, sahipli telif hakkı kaynak kodlarını açıkça sunmak istemeyen şirketler için. Elbette bu en çok diğer programcıların kendi programları ile kullanabilecekleri kütüphaneler için anlam ifade eder. Kim sahipli bir yazılım geliştirmek isterse GPL kısıtlamalarından paralı lisans alarak kurtulabilir.}
\paragraph{Alıştırmalar}{
\begin{itemize}
\item GPL ile ilgili olan yargılardan hangileri doğru ya da yanlıştır?
\begin{enumerate}
\item GPL yazılımı satılamaz.
\item GPL yazılımı şirketler tarafından değiştirilerek kendi ürünlerinde kullanılamaz.
\item GPL yazılım paketinin sahibi bu programı başka bir lisans altında da dağıtabilir.
\item GPL geçerli bir lisans değildir çünkü lisans ancak kişi sözü edilen yazılım paketini aldığında lisansı görür. Bir lisansın geçerli olabilmesi için kişinin bu lisansı görüp yazılımı kullanmadan önce kabul etmesi gerekir.
\end{enumerate}
\item FSF'nin “dört özgürlüğünü” Debian Özgür Yazılım Kılavuzu ile karşılaştırın. (Bölüm ~\ref{sec:bolum244}'e bakınız.) Hangi özgür yazılım tanımını daha çok beğendiniz ve neden onu daha çok beğendiniz?
\end{itemize}}
\end{subsection}
\end{section}
\begin{section}{Önemli Özgür Yazılımlar}
\begin{subsection}{Genel Bakış}
Linux güçlü ve şık bir işletim sistemidir ama en iyi işletim sistemi bile üzerinde çalışacak programlar olmadan bir işe yaramaz. Bu bölümde normal Linux bilgisayarlarda bulunabilecek en önemli özgür yazılımlardan bir kısmını tanıtacağız.
Eğer belirli bir program söylediği şeyleri yapmıyorsa onları dikkate değer bulmuyoruz. Alanımız sınırlı ve LPI'nin ve sınavında geçen yazılım paketlerini anlatmaya çalıştık (ne olur ne olmaz).
\end{subsection}
\begin{subsection}{Ofis ve Geliştirici Araçları}
Çoğu bilgisayar muhtemelen ofis uygulamaları için kullanılıyordur, çünkü bu uygulamalar mektup ve anılarınızı, seminer kağıtlarınızı ya da yüksek lisans tezinizi yazmanızı sağlar, tablolar kullanarak verinin gelişimini gösterir ve buna benzer görevlere sahiptir. Kullanıcılar ayrıca bilgisayardaki zamanlarının çoğunu internette ya da mail okur ya da yazarken harcarlar. Bununla ilgili birçok özgür yazılım olmasına şaşmamalı.
Bu bölümdeki programların çoğu sadece Linux için değil ve Windows, OS X ve Unix türevleri içinde bulunmaktadır. Bu kullanıcıların işletim sistemlerini Linux ile değiştirmeden Microsoft Office, Internet Explorer ve Outlook yerine Libre Office, Firefox ya da Thurderbird kullanarak işlerini halletmelerini sağlar. Eğer kartlarınızı doğru oynarsanız
\footnote{Örneğin, Windows 8 beta yerine Ubuntu kurup, gerekli kişiselleştirmeleri yapabilirseniz, kullanıcıyı gerçekten onun Windows 8 beta olduğuna ikna edebilirsiniz.} kullanıcılar farkı görmeyebilir bile.
\paragraph{OpenOffice.org}{Uzun yıllar boyunca özgür yazılım camiasının büyük ofis tarzı uygulamalar konusunda amiral gemisi konumundaydı. Yıllar önce “Star Office” olarak başlamıştı ve Sun tarafından satın alındıktan sonra özgür yazılım olarak dağıtılmaya başlanmıştı. (hafif inceltilmiş bir hali) OpenOffice.org bir insanın bir ofis programından bekleyeceği her şeye sahip; kelime işlemci, tablolar, sunum hazırlama, veritabanı - ve büyük rakibi Microsoft'un dosya formatlarıyla iş yapabilecek düzeyde.}
\paragraph{LibreOffice}{Sun Oracle tarafından alındıktan sonra OpenOffice.org un geleceği belirsizdi ve OpenOffice.org un ana geliştiricilerinden bazıları birleştiler ve kendi OpenOffice.org sürümlerini yayınladılar. İki pakette şu an geliştirilmeye devam ediliyor (Oracle OpenOffice.org u Apache Yazılım Vakfına bağışladı), fakat ne zaman ve ne şekilde bir “birleşme” olacağı belli değil.}
Şu an çoğu büyük Linux dağıtımı LibreOffice ile birlikte geliyor, çünkü LibreOffice daha hızlı bir şekilde geliştiriliyor ve daha önemlisi daha temiz bir sürüm.
\paragraph{Firefox}{Şu anda en popüler internet tarayıcısı ve Mozilla Vakfı tarafından dağıtılmaktadır. Firefox bir zamanların en tepede olan tarayıcısı Microsoft'un Internet Explorer'ından daha güvenli ve daha hızlı çalışmaktadır, daha çok iş yapar ve daha rahat bir kullanım sunar. Bunlara ek olarak kendi isteklerinize göre Firefox'u özelleştirmek için varolan eklentileri kullanabilirsiniz.}
\paragraph{Chromium}{Google tarayıcısı Chrome'un özgür yazılım türevi. Chrome son zamanlarda Firefox ile yarışmaya başladı – Chrome'da eklentileriyle birlikte oldukça güçlü ve güvenli bir tarayıcı. Özellikle Google'ın desteği ile son zamanlarda hız kazanmaya başladı.}
\paragraph{Thunderbird}{Mozilla Vakfı'nın dağıttığı bir e-posta programı. Altyapısının büyük bir kısmını Firefox tarayıcısıyla ortak kullanıyor ve Firefox gibi değişik amaçlar için kullanılabilecek çok sayıda eklenti sunuyor.}
\end{subsection}
\begin{subsection}{Görseller ve Çoklu Ortam Araçları}
Görseller ve çoklu ortam Macintosh'un baskınlığı altında. (Windows tarafında da iyi yazılımlar sunulsa bile) Kabul etmek gerekirse, Linux hala Adobe Photoshop'a eşdeğer bir programın eksikliğini hissediyor fakat bu konudaki yazılımlarda o kadar da kötü değil.
\paragraph{Gimp}{resimleri düzenlemek için bir programdır. Photoshop'un eşdeğeri sayılmaz (örneğin bazı baskı öncesi özellikleri eksik) ama kesinlikle çoğu amaç için kullanılabilir hatta Photoshop'un iyi bir şekilde yapmadığı web için gereken grafikleri hazırlamak için birkaç araç sunuyor.}
\paragraph{Inkscape}{Gimp Linux'un Photoshop'u konumundayken Inkscape resimler için kullanılır, vektör tabanlı grafiklerin oluşturulması açısından güçlü bir araçtır.}
\paragraph{ImageMagick}{neredeyse bütün görsel formattaki dosyaları birbirine çevirmeye yarayan bir yazılım paketidir. Ayrıca resimleri betik kontrollü bir şekilde düzenleme yolları sunar. Web sunucuları ve grafiklerin bir fare ve monitörle işlenmesi gereken diğer çevreler için harikadır.}
\paragraph{Audacity}{ses dosyalarını düzenlemek için kullanılır, Windows ve Mac bilgisayarlarda da popülerdir.}
\paragraph{Cinelerra}{ve KDEnlive ya da OpenShot gibi programlar “düzgün-olmayan video düzenleyiciler” olarak bilinir ve dijital görüntü kaydedicilerden, TV alıcılarından, web kameralarından video alabilir bunları düzenleyip değişik efektler koyabilir ve çıktıyı istenen formata dönüştürebilirler.}
\paragraph{Blender}{sadece güçlü bir video düzenleyici değil ama ayrıca üç boyutlu görsel tasarımına izin veren bir programdır, profesyonel kalitede canlandırma filmler için kullanılabilecek bir yazılımdır.}
Bahsetmemiz gereken bir konu var, o da Linux olmadan bugünün patlamalı Holywood filmlerinden hiçbiri üretilemezdi. Büyük stüdyoların özel efekt “üretim çiftlikleri” nin hepsi Linux tabanlıdır.
\end{subsection}
\begin{subsection}{İnternet Servisleri}
Linux olmadan internet çok tanınır olmayabilirdi: Google'ın yüzbinlerce sunucusu dünyanın bütün dünyanın en büyük hisse senedi değişim ticaret sistemini çalıştırmak gibi görevlerde, istenen performans sadece Linux ile sağlanabildiği için Linux kullanır. Gerçek şu ki, çoğu internet yazılımı önce Linux'ta geliştirilir ve çoğu üniversite araştırmaları açık kaynaklı Linux platformu üzerinde olur.
\paragraph{Apache}{açık ara internetteki en popüler web sunucusudur, bütün web sitelerinin yarısından falzası bir Apache sunucusu üzerinde çalışır.}
\paragraph{MySQL ve PostgreSQL}{özgürce dağıtılan ilişkisel veritabanı sunucularıdır. MySQL web siteleri için en iyisiyken PostgreSQL bütün amaçlar için kullanılabilecek yenilikçi ve yüksek performanslı bir veritabanı sunucusudur.}
\paragraph{Postfix}{güvenli ve çok güçlü bir mail sunucusudur. Ev ofislerinden büyük ISP'lere ya da Fortune 500 listesindeki şirketlere kadar kullanılabilecek bir sistemdir.}
\end{subsection}
\begin{subsection}{Altyapı Yazılımları}
Bir Linux sunucusu yerel ağda çok kullanışlı olabilir: Güvenilirdir, hızlıdır ve düşük-bakım gerektiren yükleyip unutabileceğiniz bir yazılımdır. (düzenli yedeklemeler dışında tabi ki!)
\paragraph{Samba}{bir Linux makinesini Windows istemcileri için bir sunucuya dönüştürebilir. (Linux istemciler içinde bunu yapabilir elbette) Yeni Samba 4 ile bir Linux sunucusu Aktif Dizin alan kontrolcüsü olarak kullanılabilir. Güvenilirlik, performans ve cepte kalan lisans paraları oldukça ikna edicidir.}
\paragraph{NFS}{Samba için bir Unix ortamıdır ve ağdaki diğer Linux ve Unix makinelere Linux sunucu diskine erişimi sağlar. Linux geliştirilmiş performans ve güvenliği ile modern NFSv4'ü destekler.}
\paragraph{OpenLDAP}{orta ve büyük ağlar için bir dizin servisi görevi görür ve (serves as a directory service for medium and large networks and offers a large degree of redundancy and performance for queries and up-dates through its powerful features for the distribution and replication of data.)}
\paragraph{DNS ve DHCP}{temel ağ altyapısıdır. BIND ile birlikte Linux DNS sunucularını destekler ve ISC DHCP sunucusu çok büyük ağlarda bile istemcilere IP adresi gibi ağ parametrelerini sağlayabilir. Dnsmasq küçük ağlar için kullanması kolay bir DNS ve DHCP sunucusudur.}
\end{subsection}
\begin{subsection}{Programlama Dilleri ve Geliştirme}
Başlangıcından beri Linux hep geliştirme ortamları için geliştirilmiştir. Bütün önemli diller için derleyiciler ve yorumluyucular bulunur – GNU derleyici ailesi, örnek olara, C, C++, Objektif C, Java, Fortran ve Ada'yı destekler. Elbette Perl, Python, Tcl/Tk, Ruby, Lua ya da PHP gibi popüler betik dilleride desteklenir ve Lisp, Scheme, Haskell, Prolog ya da Ocaml gibi daha az yaygın kullanılan dillerde çoğu Linux dağıtımı tarafından desteklenir.
Çok zengin bir setten oluşan editörler ve yardımcı araçlar yazılım geliştirmeyi bir keyfe dönüştürür. Standart düzenleyici vi ve GNU Emacs ya da Eclipse gibi profesyonel geliştirme ortamlarıda Linux'ta hazırdır.
Linux ayrıca “gömülü sistemler” için olan geliştirme ortamları içinde uygundur, yani bilgisayarlar kullanıcının uygulamaları içinde çalışır bunlar Linux'un kendi temeline ya da özelleştirirmiş bir işletim sistemine dayanır. Bir Linux bilgisayarda, ARM işlemcilerde çalışacak makine kodunu üretecek bir derleyici ortamını yüklemek kolaydır. Linux ayrıca Android akıllı telefonları için yazılım üretilmesi için kullanılır ve bu amaç için kullanılaran araçlar Google tarafından özgürce dağıtılır.
\end{subsection}
\paragraph{Alıştırmalar}{
\begin{itemize}
\item Hangi Özgür Yazılım projelerini duydunuz? Hangilerini kendiniz kullandınız? Telif hakkıyla satılan alternatiflerinden daha iyi mi yoksa daha kötü mü olduklarını düşünüyorsunuz? Eğer öyleyse, neden? Öyle değilse, neden?
\end{itemize}}
\end{section}
\begin{section}{Önemli Linux Dağıtımları}
\begin{subsection}{Genel Bakış}
Eğer birisi “Bilgisayarımda Linux çalışıyor” derse genelde sadece Linux'u değil, Linux temelinde çalışan tamamlanmış bir yazılım ortamından bahsediyordur. Bu genelde kabuğu (bash) ve komut-satırı araçlarını, X.org görsel sunucuyu, KDE ya da Gnome görsel bir kullanıcı arayüzünü, LibreOffice, Firefox ya da Gimp gibi araçları ve diğer bir sürü kullanışlı programı içerir. Elbette bu araçların hepsinin Orijinal kaynakları internette bulunarak derlenebilir fakat çoğu Linux kullanıcısı önceden yapılmış bir yazılım setini ya da bir “Linux dağıtımını” tercih eder.
Linux dağıtımı 1992'nin başlarında ortaya çıktı -- buunla birlikte bunlardan hiçbiri günümüzde geliştirilmiyor ve genellikle unutulmuş haldedirler. Hala çalışan en eski dağıtım olan Slackware ilk defa Temmuz 1993'te ortaya çıkmıştır.
Değişik amaç ve yaklaşımlara sahip birçok Linux dağıtımı bulunur. Bazı dağıtımlar şirketler tarafından dağıtılır ve muhtemelen sadece para için satılır, gönüllülük esasıyla geliştirilen dağıtımlarda bulunmaktadır. Bu bölümde en önemli genel amaçlı dağıtımları inceleyeceğiz.
Eğer en sevdiğiniz Linux dağıtımından bahsetmezsek bu onu beğenmediğimiz anlamına gelmez, sadece yerimiz ve zamanımızın kısıtlı olduğunu ifade eder. Eğer bir dağıtım listemizde yoksa bu onun kötü ya kullanışsız olduğu anlamına gelmez bu sadece o dağıtımın listemizde olmadığı anlamına gelir.
“DistroWatch” web sitesi (http://distrowatch.com/ ) en önemli Linux dağıtımlarını listeler ve dağıtım-yönelimli haberleri sağlar. Şu anda 317 tane dağıtımı içeriyor (evet tam üçyüzonyedi tane!) ama bunu okuduğunuz süre içerisinde muhtemelen bu rakam doğru olmayacak.
\end{subsection}
\begin{subsection}{Red Hat}
Red Hat (http://www.redhat.com/ ) 1993 yılında Linux ve Unix araçları sağlayan bir dağıtım şirketi olan “ACC Corporation” tarafından ortaya çıkarıldı. 1995'te şirket kurucusu, Bob Young, 1994'te Red Hat Linux diye adlandırılan bir Linux dağıtımını ortaya çıkaran Marc Ewing'in şirketini satın aldı ve onun şirketinin adını “Red Hat Yazılım” olarak değiştirdi. 1999'da Red Hat halka sunuldu ve şu an muhtemelen sadece Linux ve özgür yazılım tabanlı olan en büyük şirket.
Red Hat orijinal bireysel müşteri marketinden çekildi (son Red Hat Linux 2004'te yayınlandı) ve şimdi “Red Hat Enterprise Linux” (RHEL) adı altında şirketler için profesyonel bir dağıtım ile pazara girdi. RHEL sunucu başına lisanslanmıştır ama yazılıma para ödemezsiniz – GPL ve benzer özgür yazılım lisansları ile gelmektedir bunlar-- ama zamanlanmış güncellemeleri ve problem desteği için para ödersiniz. RHEL veri merkezleri için çokça tercih edilir ve diğerleri dışında hata dayanıklılığı için destek verir. (uygun ek araçlarla)
“Fedora” (http://www.fedoraproject.org/ ) büyük kısmı Red Hat tarafından kontrol edilen bir dağıtımdır ve RHEL için bir “deneme yatağı” olarak hizmet eder. Yeni yazılım ve fikirler önce Fedora'da denenir ve kullanışlı olduğu ortaya çıkanlar er ya da geç RHEL'de yerini alır. RHEL'in aksine Fedore satılmak yerine internette bedava olarak indirilebilir haldedir, proje bir kısmı Red Hat bir kısmı camia geliştiricileri olan bir komite tarafından sürdürülür. Çoğu Fedore kullanıcısı için var olan yazılımlara odaklanmak ve yeni fikirler dağıtımın cazibeli kısmıdır, hatta bu sık sık gelen güncellemeler anlamına gelse bile. Fedora başlangıç seviyesi kullanıcıları ve güvenilir olması gereken sunucular için çok uygun değildir.
Red Hat yazılımlarını GPL gibi özgür yazılım lisansları altında dağıttığı için Red Hat'a lisans bedelini ödemeden aynı işlevleri gören bir sistem edinmek mümkündür. CentOS (http://www.centos.org/ ) ya da Scientific Linux (https://www.scientificlinux.org/ ) gibi dağıtımlar genelde RHEL tabanlıdır ama bütün Red Hat markası silinmiştir. Bu temelde aynı yazılımı Red Hat desteği olmadan elde etmeniz anlamına gelir.
CentOS özel olarak RHEL'e çok yakındır ve Red Hat size CentOS makineleriniz için destek satmaktan mutlu olacaktır. Bunun için RHEL yüklemenize bile gerek kalmaz.
\end{subsection}
\begin{subsection}{SUSE}
Alman şirketi SUSE “Gesellschaft für Software- und System-Entwicklung” ismi altında Unix desteği veren bir firma olarak 1992 yılında kuruldu. Ürünlerinden biri Patrick Volkerding’in Linux dağıtımı idi, ilk tamamlanmış Linux dağıtımı olan Slackware'den türetilmişti. Yavaş yavaş Red Hat'ten RPM paket yönetimi ya da /etc/sysconfig dosyası gibi bazı özellikler alarak Slackware'den ayrılmaya başladı. Slackware gibi görünmeyen ilk S.u.S.E sürümü 1996'nin sürüm 4.6'sı idi. SuSE(isimdeki noktalar bir zaman sonra kayboldu) kısa sürede Alman dilindeki bir Linux dağıtımı olarak öne çıktı ve “Kişisel” ve “Profesyonel” olmak üzere iki tane toplu set halinde dağıtılmaya başlandı.
Kasım 2003'te Amerikan yazılım şirketi Novell SuSE'yi 210 milyon dolara aldığını ilan etti; anlaşma sonuçlandırıldı. (Bu noktadan sonra SuSE SUSE olarak değişti) Nisan 2011'de Novell SuSE ile birlikte Attachmate adlı bir firma tarafından alındı, bu firma terminal emülatörleri, sistem monitörleme ve uygulama taşıma ve Linux ve açık kaynak camiaları tarafından önceden keşfedilmemiş işler yapıyordu. O zamandan beri Novell birisi SUSE olmak üzere iki ayrı iş kolunda çalışmaya devam etti. araçları konusunda çalışıyordu.
Red Hat gibi SUSE'de bir şirket Linux'u önerir, SUSE Linux Enterprise Server (SLES, http://www.suse.com/products/server/ ). Ayrıca SUSE Linux Enterprise Desktop (SLED) dağıtımıda bulunur, bu dağıtım masaüstü iş istasyonlarında kullanılmak üzere tasarlanmıştır. SLES ve SLED içerdikleri paketler açısından değişiklik gösterirler; SLES daha çok sunucu yazılımına yönelikken SLED daha interaktif yazılımları kullanır.
Şekil 2.2: Debian Projesinin Örgütsel Yapısı
SUSE'de, bireysel kullanıcılar için bir dağıtım çıkarıyor ve bu serbestçe kullanılabilir bir durumdadır, “openSUSE” (http://www.opensuse.org/), eski zamanlarda dağıtım optik medyalarda dağıtıldıktan birkça ay sonra indirmek için internete konulurdu. Red Hat'in aksine SUSE hala lisanslı ürünler içeren paket ürünler satar. Fedora'nın aksine openSUSE hala kısa yaşam süreleri içeren ciddi bir platformdur.
SUSE dağıtımının fark edilir ürünlerinden biri kapsamlı bir grafiksel sistem yönetim aracı olan “YaST” dır.
\end{subsection}
\begin{subsection}{Debian}
\label{sec:bolum244}
İki büyük Linux dağıtımı firması olan Red Hat ve Novell/SUSE'nin aksine Debian projesi (www.debian.org) amaçları yüksek kalite bir Linux dağıtımı olan ve Debian GNU/Linux olarak adlandırılan bir dağıtımı herkes için kullanılabilir yapmak olan gönüllülerin çalışmasının bir sonucudur. Debian projesi Ian Murdock tarafından 16 Ağustos 1993 yılında duyuruldu, isim kendi ismi ile o zamanlar kız arkadaşı (şimdi eski karısı) olan Debra'nın isimlerinin bir birleşimi olarak ortaya çıktı. (Bu sebeple debb-ian olarak telaffuz ediliyor) Şu anda proje 1000'den fazla gönüllü yardımına sahiptir.
Debian üç belgeye dayanmaktadır:
\begin{itemize}
\item Debian Özgür Yazılım Kılavuzları (DFSG – Debian Free Software Guidelines) hangi yazılım projesinin özgür olarak kabul edilebileceğini tanımlar. Bu önemlidir, çünkü sadece DFSG-özgür yazılımları Debian GNU/Linux dağıtımına kesin olarak katılabilir. Proje ayrıca özgür olmayan yazılımlarıda içerir, bunlar dağıtımın sunucusunda DFSG özgür yazılımlarından kesin bir şekilde ayrı tutulur. İkincisi main diye adlandırılan alt dizinin non-free bölümündedir. contrib olarak adlandırılan bir orta alan bulunur, bu bölüm kendi içinde DFSG yazılımı olup özgür olmayan yazılımlar olmadan çalışamayan yazılımları içerir.
\item Toplumsal Sözleşme projenin amaçlarını tanımlar.
\item Debian Tüzüğü projenin organizasyon kısmını tanımlar. (Şekil 2.2'ye bakınız)
\end{itemize}
Herhangi bir zamanda Debian GNU/Linux'un en az üç sürümü bulunur. Yeni ya da düzeltilmiş sürüm paketleri unstable bölümüne konulur. Eğer belirli bir zaman aralığında pakette önemli hatalar olmadığı anlaşılırsa bu testing bölümüne kopyalanır. Genelde testing bölümünün içeriği “dondurulmuş” olarak geçer ve çok ayrıntılı bir şekilde test edilir. En sonunda stable olarak yayınlanır. Debian GNU/Linux'un en sık eleştirilen özelliklerinden birisi stable sürümler arasındaki zaman uzunluğudur, ama genelde bu bir avantaj olarak kabul edilir. Debian projesi sadece Debian GNU/Linux'u indirmeye sunar; medyalar üçüncü parti üreticilerden sağlanır.
Organizasyonunun bir fazileti olarak, özgür olması ve özgür ve özgür olmayan yazılımlar arasında temiz bir ayrım yapması nedeniyle Debian GNU/Linux türetilmiş projeler için bir temeldir. Bu türetilmiş projelerden en popülerleri Knoppix (Linux'u yüklemeden deneyebileceğiniz bir Live CD), SkoleLinux (özellikle okullar için ayarlanmış bir Linux sürümü) ya da ticari bir sürüm olan Xandros'tur. Limux'da, Münih şehir yönetimince kullanılan masaüstü Linux türevi, bir Debian GNU/Linux türevidir.
\end{subsection}
\begin{subsection}{Ubuntu}
En popüler Debian türevlerinden biri olan Ubuntu Güney Afrikalı bir girişimci olan Mark Shuttleworth tarafından bir İngiliz firması Canoncial Ltd. aracılığı ile sunulmuştur. (“Ubuntu” kelimesi Zulu dilinden gelmektedir ve kabaca “insanlık” demektir.) Ubuntu'nun amacı Debian GNU/Linux tabanlı düzenli aralıklarla güncellenen güncel, yetenekli, anlaması-kolay bir Linux sürümü sunmaktır. Örnek olarak Debian on ya da daha fazla mimariye yönelik çalışabilmesine rağmen Ubuntu sadece üç mimariye hizmet sunar.
Ubuntu, Debian GNU/Linux'un kararsız sürümüne dayanır ve büyük bir parçası yazılımlar için aynı araçları kullanır ama Debian ve Ubuntu yazılım paketleri her zaman için karşılıklı olarak uyumlu olmak zorunda değildir. Ubuntu her altı ayda bir döngüde yeni sürüm yayınlar ve her iki yılda beş yıl boyunca güncelleme alan bir uzun-süreli-destek (LTS – long-term support) sürüm sunar.
Bazı Ubuntu geliştiricileri ayrıca Debian projesinde de aktif olarak katılımcıdır ve bu belli derecede yazılım alışverişini destekler. Ama bütün Debian geliştiricileri yaratıcılık adına yaptığı kısaltmalar konusunda çok hevesli değildir, çünkü Debian çok çaba gerektirsede kapsamlı çözümleri arar. Ek olarak Ubuntu Debian kadar kendisini özgür yazılıma borçlu hissetmez; Debian'ın tüm altyapu yazılımları özgürce bulunabilecekken bu Ubuntu için her zaman geçerli değildir.
Ubuntu çekici bir masaüstü sistemi olmak dışında RHEL ya da SLES gibi sunucu alanında daha yerleşik bir sistem olmanın peşinde ve bunu uzun süreli sürümler ve iyi bir destek sunarak yapmayı planlıyor. Canoncial şirketinin bundan nasıl para kazanacağı pek belli değil, proje başladığından beri genelde Mark Shuttleworth'un kendi internet sertifika kanıtlamasını, Thawte, Verisign'a sattığındandan beri iyice dolmuş olan özel kasasından destekleniyor.
\end{subsection}
\begin{subsection}{Diğerleri}
Burada bahsettiğimiz dağıtımların dışında birçok dağıtım bulunmaktadır. Red Hat ve SUSE'nin küçük rakipleri Mandriva Linux ya da Turbolinux bunlardan bazılarıdır. Gentoo gibi kaynak koduna odaklanan sürümlerde bulunmaktadır. Güvenlik duvarlarından oyunlara ya da çoklu ortam platformlara ya da çok karışık sistemler için kullanılabilecek birçok değişik amaç için birçok değişik “çalışan sistemler” bulunmaktadır.
Ayrıca Linux dağıtımı olarak kabul edilebilecek Android'den de bahsetmek gerekir. Android Google tarafından sağlanan ve Google'ın Java sürümüne (Dalvik) dayanan bir kullanıcı uzayı ortamı (GNU, X, KDE gibi normal dağıtımlarda bulunan kullanıcı arayüzleri yerine) barındıran bir Linux işletim sistemi çekirdeği taşır. Bir Android telefonu ya da tableti kendisini kullanıcıya Debian ya da openSUSE'nin çok aksi bir yönde tanıtır ama yinede tartışılabilir bir şekilde bir Linux sistemidir.
Çoğu Android kullanıcısı sistemlerini telefon ya da tabletlerine yüklenmiş olarak alıp hiç değiştirmiyorlar bu sistemi ama çoğu Android tabanlı cihazlar (bazen hackleme ile) varolan alternatif bir Android sürümünün yüklenmesine izin verir. Çoğu cihaz için en güncel Android sürümünü elde etmenin yolu cihaz üreticisinin ya da telefon servis sağlayacısının resmi bir güncel sürüm yayınlaması ile olur.
\end{subsection}
\begin{subsection}{Farklılıklar ve Benzerlikler}
\label{sec:bolum247}
Çok fazla Linux dağıtımı olmasına rağmen en azından büyük dağıtımların günlük hayatta kullanımları oldukça benzer hale geldi. Bu bir parça neredeyse aynı temel programları kullanıyor olmalarından dolayıdır – örneğin komut satırı yorumlayıcısı neredeyse her zaman bash olarak bulunur. Diğer açıdan bakıldığında standartlar büyüme hızını kısıtlamaya çalışır. Bu Dosya Sistemi Hiyerarşi Standardı ya da Linux Standart Tabanını kapsar, LST üçüncü parti yazılımların oldukça fazla Linux sürümünde kullanılabilmesi için Linux'un temel bir sürümünün bulunması gerektiğini söyler.
Ne yazık ki, LST beklenildiği ve olması gerektiği gibi bir başarı olmadı – sık sık Linux'un gelişimini yavaşlatmak ya da durdurmak amaçlı olduğuna dair yanlış anlaşıldı ve çeşitliliği azaltmak (çoğu dağıtımlar LST ortamını kendi ortamlarıyla aynı anda paralel olarak sunsa bile) hedeflenen üçüncü parti yazılımları kendisine çekmek için tasarlanmıştı ancak bu yazılımlar kendi yazılım paketlerini genelde RHEL ve SLES gibi ana şirket dağıtımları için kullanılabilir hale getirdi ve sadece bu ortamları desteklemeye başladı. SAP ya da Oracle'ı diyelim ki Debian GNU/Linux üzerinde çalıştırmak mümkün olsa da, RHEL ve SLES için yapılan lisans harcaması ile bu büyük yazılım paketleri için yapılacak lisanslama bedeli temel olarak çok fark edilebilir bir fark yaratmaz.
Dağıtımların farklı olduğunun fark edildiği bir alan yazılım paketlerinin yönetilmesi (yükleme ve kaldırma) ve dağıtımla gelen paketlerin dosya biçimidir. Bu konuda iki genel yaklaşım bulunur. Birisi Debian GNU/Linux (“deb”) ve diğeri de Red Hat (“rpm”) tarafından geliştirilen dosya biçimidir. Genel olarak ikiside birbirine açıkça bir üstünlük sağlamaz ama yine de güçlü yönleri değişimlerini engellemektedir. Deb yaklaşımı Debian, Ubuntu ve diğer Debian türevlerinde kullanılırken Rad Hat, SUSE ve bunlardan geliştirilen dağıtımlar rpm üzerinde çalışır.
\paragraph{Tablo 2.1: En önemli Linux dağıtımlarının karşılaştırması (Şubat 2012 itibariyle)}{ --}
İki yaklaşımda yazılım paketleri arasındaki bağımlılıklarda sistemi kararlı tutmaya yardımcı ve sistemde bir paketin silinmesinde diğerlerinin bağlılıklarının silinmemesini sağlayan oldukça kapsamlı bir bağımlılık yönetimi sunar. (ya da bir yazılımın bağımlılıkları önceden kurulmuşsa bunların tekrar kurulmamasını sağlar.)
Windows ve OS X kullanıcıları yazılımlarını bazı kaynaklardan
\footnote{Şu anda Apple ve Microsoft, Akıllı telefonlardan bildiğimiz Merkezi bir yazılım deposunun kendilerine getirmeye oldukça istekliler.} elde ederler. En azından Debian, openSUSE ya da Ubuntu gibi büyük dağıtımlar kullanıcılarına çok kapsamlı bir listeden direkt olarak paket yönetim araçlarıyla program kurabilmelerine olanak sağlarlar. Bu dağıtımların depolarına erişime izin verir ve bir ağ üzerinden bağlılıkları ile birlikte bir programın kurulabilmesi için arama seçeneği sunar.
Aynı temel paket biçimlerini kullansalarda (deb ya da rpm) her zaman dağıtımlar arasında paketleri kullanmak mümkün değildir – paketler paket biçimlerinden daha çok dağıtımların nasıl çalıştığı ile ilgili bilgiler içerir. Bu tümüyle yapılamaz bir durum değildir elbette (örneğin Debian GNU/Linux ve Ubuntu doğru koşullarda birbirlerinin paketlerini kullanabilir) ama bir kural olarak, bir sistem ne kadar sistemde derine etki ediyorsa bir sorun oluşması o kadar büyüktür – sadece birkaç çalıştırma satırı içeren programlar ve onların belgeleri daha az sorun yaratırken makinanın başlangıç servisine gönderilen bir sistem servisi çok daha fazla sorun yaratabilir.
Tablo 2.1 en önemli Linux dağıtımlarının genel özelliklerini gösterir. Daha fazla bilgi için DistroWatch'a ya da dağıtımların kendi internet sitelerine göz atmanızı tavsiye ederiz.
\paragraph{Özet}{
\begin{itemize}
\item İlk Linux sürümü Linus Torvalds tarafından geliştirilip özgür yazılım olarak internette yayınlandı. Bugün dünya genelindeki yüzlerce geliştirici sistemi güncellemek ve geliştirmek için birlik oluyorlar.
\item Özgür yazılım, yazılımları istediğiniz amaçlar için kullanmanıza olanak sağlar, kodu değiştirebilirsiniz ve başka insanlara değiştirilmiş ya da değiştirilmemiş kopyaları dağıtabilirsiniz.
\item Özgür yazılım lisansları alıcıya başka türlü sahip olamayacakları hakları verir çünkü genelde lisans anlaşmaları alıcının haklarını kısıtlamaya yöneliktir.
\item GPL çok popüler bir özgür yazılım lisansıdır.
\item Özgür yazılım için olan diğer yaygın lisanslar bulunmaktadır. BSD lisansı, Apache lisansı ya da Mozilla Genel lisansı bunlara dahildir. Yaratıcı-yaygınlık lisansı yazılım dışında kültürel işler için kullanılır.
\item Her amaç için kullanılabilinecek çok geniş bir ölçekte özgür ve açık kaynak kodlu yazılım bulunmaktadır.
\item Birçok farklı Linux dağıtımı bulunmaktadır. Bunlardan en popüler olanları Red Hat ve Fedora, SUSE ve openSUSE, Debian ve Ubuntu'dur.
\end{itemize}}
\end{subsection}
\end{section}